1453-1826
Osmanli Devleti, Istanbul’un alinmasiyla imparatorluk haline gelmis ve klasik yapisina kavusmustur. Kanunname-i Al-i Osman’in yayinlanmasiyla devletin temel karakteristik yapisi kesin olarak olusmustur. Klasik Dönem sürecinde yapilan bazi degisiklikler ve düzenlemeler (islahatlar) klasik yapiyi bozmayacak türde, yüzeysel ve dar kapsamlidir. Osmanli Devleti’nin yapisina ve politikasina damgasini vuran kapikulu kurumunun 1826-1835 yillarinda yok edilmesi de Klasik Dönem’in sonu sayilir. Bu tarihlerden baslayarak toplumsal, hukuksal, yönetsel ve siyasal alanlarda yapilan degisiklikler daha köklü ve devletin temel karakteristik özelligini degistirici özelliktedir. Osmanli Devleti, Monarsik, Askeri, Gelenekçi, Teokratik ve yayilmaci özellikte bir imparatorluktur.
DEVLET ÖRGÜTLENMESI
Osmanli Devleti’nin basinda, sultan, hünkar ve padisah adi verilen hükümdarlar bulunurdu. Bunlar devletin varliginin ve sürekliliginin kaynagidir. I. Ahmet’e (1603-1617 ) gelinceye dek bir veraset yasasi yoktu. I. Ahmet’in veraset yasasina göre; Osmanli ailesi erkekleri içinden “ekber” ( en büyük ) ve “ersed” ( en akilli) olan sehzade sultan olmaya basladi. Ayrica bu yasay-la sehzadelerin yönetim deneyimi kazanmalarini saglayan sancaga çikma uygulamasi kaldirildi, sehzadelerin Türk kizlariyla evlenmeleri de yasaklandi. Bilecik, Iznik, Bursa, Edirne ve Istanbul devlete merkezlik yapmistir. Osmanli sultanlari Islam dünyasinin en otoriter yöneticileri olmus, yasama, yürütme ve yargi yetkilerini ( Islam kurallariyla çelismeme kosuluyla ) ellerinde bulun-durmuslardir. Osmanli Devleti’nde seriat kurallarinin yani sira örfi hukuk kurallari da yürürlük-teydi. Devletin önemli isleri sarayda “ Kubbe alti “ denilen salonda divan-i hümayun tarafindan görüsülürdü. Divan-i hümayun ilk olarak Orhan Bey zamaninda olusturulmus, üyelerinin sayilari artirilarak 1835 yilina kadar görevini sürdürmüstür. Önceleri sultanlar divana baskanlik yapmis-lardir. Bu süre içinde divan, yürütme ve yargi yetkisine sahip bir kuruldu. Kanunname-i Al-i Os-man’la birlikte divan-i hümayuna basvezirler baskanlik etmeye basladilar ve sultanlar divandan ayrildilar. Böylece divan padisahlarin danisma kuruluna dönüstü. II. Mehmet zamaninda ve I. Süleyman zamaninda divan üyelerinin sayilari artirilmistir. 1731 yilindan sonra divan-i hüma-yunun önemi azaldi ve yetkiler basvezirin elinde toplandi.
Divan-i hümayunda yer alan görevliler;
- Kubbealti vezirleri: Önce iki tane olan vezirlerin sayilari Fatih zamaninda 4’e, Kanuni za-maninda 7’ye yükseltildi. Belli bir görevleri yoktu, verilen isleri yaparlardi. En yasli ve dene-yimli olani Basvezir olurdu. Bunlar, yargi ve maliye isleri disinda padisahin mutlak vekili sa-yilirlardi. Genellikle kapikulu-Enderun kökenli görevlilerdir.<br>
- Müftü ( Seyh-ül Islam ): Padisahin ve divanin danismaniydi. XVI. Yüzyilda divanin asil üye-si ve ilmiye ( ulema ) sinifinin amiri oldu. Padisahin ve divanin kararlarinin seriata uygun o-lup olmadigini denetler, uygun olanlar için fetva verirdi. Türk-medrese kökenli olup, divanda bir müftü bulunurdu.
- Defterdarlar: Devletin gelir-gider, maliye, bütçe ve para basim islerinden sorumuydu. Fatih zamaninda divandaki sayisi ikiye çikarildi. ( Rumeli defterdari, Anadolu defterdari ) Devsir-me-Enderun kökenli grevlilerdi.
- Nisanci: Devletin tüm resmi yazismalarini düzenleyen, fermanlara padisahin tugrasini çeken, miri topraklarin yazim ve dagitim islerini yapan, devsirme-Enderun kökenli görevlidir. Divanda bir tane olan nisanci Örfi hukuk kurallarinin düzenlenmesinden de sorumluydu.
- Kazaskerler: Divanda adalet, egitim islerinden sorumlu, kadilarin ve müderrislerin atamala-rini da yapan, Türk-medrese kökenli görevlilerdi.1480 yilinda divandaki sayisi ikiye çikaril-di.(Rumeli kazaskeri,Anadolu kazaskeri)
- Reis-ül küttap: Dis islerinden ve dis isleriyle ilgili yazismalardan sorumlu, devsirme-Enderun kökenli görevliydi. I.Süleyman zamaninda divana alindi.
- Kaptan-i derya: Deniz kuvvetleri komutanligi görevlisidir. I. Süleyman zamaninda divana alindilar.
- Yeniçeri agasi: Istanbul’un güvenliginden sorumlu olan Yeniçeri agasi, vezirlik rütbesine sahipse, divan toplantilarina katilirdi.
- Rumeli beylerbeyi: Devsirme-Enderun kökenli olan Rumeli beylerbeyi, Istanbul’da bulun-dugu zaman divan toplantilarina katilirdi.
ÜLKE YÖNETIMI
Osmanli ülkesi belli basli üç birime ayrilmistir. Birbirinden farkli özelliklere sahip bu birimler devlete imparatorluk özelligi kazandirir.
- Merkeze Bagli Eyaletler: I. Bayezid zamaninda merkezi Manastir olan Rumeli Beylerbey-ligi ve merkezi Kütahya olan Anadolu Beylerbeyligi olusturuldu. Eyaletlerin basinda Beyler-beyleri vardi. Eyaletler sancaklara ayrilmis, sancak yönetimine sancakbeyleri, sancaklar ka-zalara ayrilmis, kazalarin yönetimine kadilar getirilmistir. Seriat yasalarinin ve divan kararla-rinin geçerli oldugu bölgelerdir. Buralarda ser’i vergiler toplanir, topraklari miri özelliktedir, eyalet askerleri beslenir ve devsirme sistemi uygulanirdi. Kentlerin güvenliginden subasilar, kirsal alanlarin güvenliginden timarli beyler sorumludur. Kadilarin yargiçlik, dizdarlarin kale komutanligi yaptigi yerlerdir.
- Bagli Beylik (Özerk) Eyaletleri: II. Mehmet zamaninda örgütlenmistir. Yöneticileri padisah tarafindan atanan, devlete yillik vergi ödeyen, savas zamani asker gönderen, yerel yasala-rin geçerli oldugu bölgelerdir. En önemli Bagli Beylikler; Kirim Hanligi, Arnavutluk, Eflak, Bogdan, Bosna, Hersek, Sirbistan ve Erdel’dir.
- Özel Yönetimli (Ayricalikli-Saliyaneli) Eyaletler: I. Süleyman zamaninda örgütlendi. Halki Müslüman-Arap olan ve merkezden uzak topraklardir. Vali, memur ve askerleri merkezden gönderilir ve bunlara yilda bir kez saliyane denilen maas ödenirdi. Topraklar iltizam adiyla vergi toplama bölgelerine ayrilir, buralarin vergi toplama hakki ihale (açik artirma) edilirdi. Ihaleyi alan kisiye mültezim denilirdi ve bölgesinin vergilerini kendine toplardi. En önemli Özel Yönetimli Eyaletler; Fas, Tunus, Cezayir, Sam, Basra, Bagdat, Yemen ve Habes’tir.
TOPRAK DAGILIMI
Osmanli Devleti’nde merkeze bagli eyaletlerdeki toraklarin dagilimi kullanim amacina göre üçe ayrilirdi.
Bunlar;
1. Miri Toprak ; Osmanli Devleti’nin askeri olmasi ve ordu için tahilin çok önemli olmasi ve de, Islam hukukuna göre “yerin ve gögün sahibinin Allah olmasi” nedeniyle tahil üretim alanlari-nin mülkiyeti devlete aittir. Bu topraklar kira veya vergi karsiligi reaya denilen çiftçiler tara-findan ekilip, biçilirdi. Miri topraklarda kullanim amacina göre çesitli bölümlere ayrilirdi.
Bunlar:
A. Dirlik Toprak; yillik vergi gelirleri devlet memurlarina ve asker besleyen sipahilere ayrilan topraklardir. Gelirlerine göre üçe ayrilirdi.
Bunlar;
a) Has Dirlik; yillik vergi geliri 100.000. Akçeden çok olan dirliklerdir. Padisah ailesine, divan üyelerine, beylerbeylerine ve sancak beylerine verilirdi.
b) Zeamet Dirlik; yillik vergi gelirleri 20.000. Akçe ile 100.000. Akçe arasinda degisen dirlik-lerdir. Kadilar ve müftüler gibi ikinci dereceden memurlara verilirdi.
c) Timar Dirlik; yillik vergi gelirleri 3.000. Akçe ile 20.000. Akçe arasinda degisen dirliklerdir. Asker besleme kosuluyla verildiginde, her 3.000. Akçe için tam donanimli atli bir asker ( ce-belli ) beslenirdi. Verildigi kisilere göre üçe ayrilir.
Bunlar;
- Eskinci Timari, savaslarda yararlilik gösteren askerlere verilirdi.<br>
- Mustahfaz Timari, Müderrislere ve din adamlarina verilirdi.
- Hademe Timari, Padisahlara dogrudan hizmet edenlere verilirdi.
B. Vakif Toprak: Yillik vergi gelirleri, egitsel, dinsel ve toplumsal gereksinmelerin karsilanmasi için Vakif örgütlerine bagislanan topraklardir.
C. Ocaklik Toprak: yillik vergi gelirleri kale koruyucularina ve tersane giderlerine ayrilan top-raktir.
D. Mukataa Toprak: Dagilimi henüz yapilmamis, dagitim için bekleyen ve bu zamana kadar yillik vergi gelirleri dogruda hazineye aktarilan ya da iltizama çikarilan topraktir.
2. Mülk Toprak: Özel mülkiyette olan, bag-bahçe özelligindeki topraktir. Alinip satilabilir, mi-ras olabilir ve bagislanabilirdi. Ortalama 60-150 Dekar genisliginde topraklardir. 22 Akçe degerinde Resm-i çift vergisi alinirdi. Sahibinin dinsel inanisina göre ikiye ayrilir.
- Ösrü Mülk; Müslümanlara ait topraklardir. 1/10 oraninda Asar vergisi alinirdi.
- Haraci Toprak; Zimnilere ( Hiristiyan, Musevi ) ait topraklardir. 1/5 oranindaki Haraç vergisi alinirdi.
3. Yurtluk Toprak : Özellikle sinir boylarinda, Türkmen asiretlerine hayvancilik yapilmasi a-maciyla, asiret mülkiyetinde olan topraklardir.
ORDU
Osmanli Beyligi’nin ilk zamanlarinda orduyu asiret atlilari olustururdu. Ilk düzenli, merkezi ordu Orhan Bey zamaninda Müsellem ve Yaya adiyla kurulmustur. Osmanli kara ordusu üç ana gru-ba ayrilirdi.
Bunlar:
1. KAPIKULU ASKERLERI: I. Murat zamaninda kuruldu. Devsirmelerden olusmaktaydi. Merkezde kislalarda otururlar, siki bir egitimden geçerler ve savasa her zaman hazir bulu-nurlardi. Üç ayda bir “Ulufe“ denilen bir maas ve hükümdar degisikliklerinde de “Cülus bah-sisi“ alirlardi. Iki kola ayrilirlardi:
A. Kapikulu yayalari; baslica yedi ocaga ayrilmislardir:
- Acemi Oglanlar Ocagi; devsirme çocuklari egitildigi, Kapikulu yayalarinin ocaklarina asker yetistiren ocaktir. Gelibolu’da sonrada Istanbul’da kurulmustur. Komutanlari, Gelibolu Agasi ve Istanbul Agasidir.
- Yeniçeri Ocagi; devletin temel askeri birlikleridir. 196 bölükten olusurdu. Komutanlari Yeni-çeri Agasidir.
- Cebeci Ocagi; Kapikulu yayalarinin silahlarinin bakimini ve onarimini yapan, cephaneleri hazirlayan, komutani cebecibasi olan ocaktir.
- Topçu Ocagi; Toplari döken, savaslarda kullanan, toplarin araç ve gereçlerini hazirlayan, komutani topçubasi olan ocaktir.
- Top Arabacilari Ocagi; Top arabalarini ve tasima arabalarini yapan, savas agirliklarini savas alanina tasiyan, komutani Arabacibasi olan ocaktir.
- Humbaraci Ocagi; Havan toplarini ve el bombalarini yapan,bunlara ait araç ve gereçleri hazirlayan, Havan toplarini savaslarda kullanan askeri ocaktir. Komutani Humbaracibasidir.
- Lâgimci Ocagi; Kale kusatmalarinda tüneller kazan, buralara patlayicilar yetistiren teknik bir siniftir. Komutanlari Lagimcibasidir.
- Saka Ocagi; Ordunun su gereksinmesini karsilayan askeri birliktir. Komutani Sakabasidir.
B. Kapikulu süvarileri; Alti bölük halki da denilen, komutanlari Altibölük Agasi olan bu asker-ler alti bölüge ayrilir.
1. Silahtar, 2. Sipah, 3. Sag ulufeciler, 4. Sol ulufeciler, 5. Sag garipler, 6.Sol garipler
2. EYALET ASKERLERI; Dirlik sahiplerince beslenen Türk kökenli atli askerlerdir. Maas al-mazlar, tüm giderleri dirlik sahiplerince karsilanirdi. Barista, bölgelerinin güvenliginden so-rumlu olurlar, savasta, orduya katilirlardi. Sipahi, Çeribasi ve Alaybeyi rütbelerine sahiptiler.
3. YARDIMCI GÜÇLER; Bunlarin basinda Akincilar gelir. Sinir boylarina yerlestirilen Türk-men asiretlerinin olusturdugu düzensiz süvarilerdir. Komsu ülkelere akinlar yaparak, sinirla-rin güvenligini saglarlardi. Bunlardan baska, Azaplar, Yörükler, Deliler gibi düzensiz, fedai özellikte askeri güçlerde bulunmaktaydi.
DONANMA
Ilk kez Orhan Bey zamaninda olusturulan donanmaya II. Mehmet çok önem verdi. Gelibolu, Izmit ve Istanbul’da tersaneler kuruldu. Donanmada kalyon, bastarde, çektiri ve kadirga tipi ge-miler yer aliyordu. Denizci askerler azaplar ve leventlerdi. Donanmanin basinda da kaptan-i derya (kaptan pasa) denilen komutanlar vardi. XV. Yüzyildan sonra Karadeniz’de ve Akdeniz’de askeri üstünlük saglanmistir.
PARA VE MALIYE
Ilk Osmanli parasi ( akçe ) Osman Bey zamaninda, Ilk altin para ise II. Mehmet tarafindan bastirilmistir. Para basimindan ve maliyeden Defterdarlar sorumluydu. Hazinenin ( Beyt-ül Mal) en önemli gelir kaynaklari;
a. Müslümanlardan alinan Asar Vergisi (tarimsal ürünlerden 1/10 oraninda), Agnam Vergisi (keçi ve koyun sahiplerinden hayvan sayisinin 1/10’u )
b. Müslüman olmayanlardan (Zimni) alinan Haraç Vergisi (her türlü gelirden 1/5 oraninda), Cizye Vergisi (Hiristiyan eriskin erkeklerden pazarlikla alinan kafa, saglik vergisidir.)
c. Savas ganimetlerinin 1/5’i
d. Gümrük Vergileri
e. Maden, Orman, Tuzla kiralari
f. Bagli beylik ve devletlerden toplanan haraçlar ve gönderilen armaganlar.
Osmanli Devlet hazinesinin en zengin devri, I. Selim Devridir. Devletin en önemli geliri savas ganimetleri ve en büyük gideri ise, Kapikuluna ödenen ulufelerle cüluslar ve saray giderleridir.
TOPLUMSAL YAPI:
Osmanli toplumu iki sinifa ayrilir.
1. ASKERILER; Bunlar yöneticilerden ve askerlerden olusurlar ve devlete vergi ödemezlerdi. Seyiye ( askerler ), Kalemiye ( memurlar ) ve ilmiye (müderrisler, kadilar, imamlar )
2. REAYA; Kentli, köylü, Müslüman, zimni vergi ödeyen, yönetim ve ordu kademelerinde gö-rev almayan herkes bu siniftandir.
Osmanli Devlet yapisinin teokratik, toplum yapisinin ümmet özelliginde olmasi nedeniyle top-lum dinsel açidan ikiye ayrilir;
A. Müslümanlar; devletin gerçek sahibidirler. Daha az vergi öderler, askerlik ve memurluk yapabilirlerdi. Sünni Müslümanlar, ilmiye sinifinda yer alirlar, tarim, ticaret, el sanatlari ve hayvancilikla ugrasirlardi. Sii Müslümanlar, (Aleviler ) genellikle kirsal kesimlerde yasarlar, tarim ve hayvancilikla ugrasirlar, timarli sipahi olarak görev yaparlardi.
B. Zimniler; askerlik yapmayan, devlet kademelerinde görev alamayan topluluklardir. Müslümanlara oranla daha çok vergi öderlerdi. Hiristiyanlar ve Museviler olarak iki gruba ayrilirlar. Museviler, Osmanli topraklarinda daginik halde, ticaretle ve bankerlikle ugrasarak yasayan topluluklardir. Hiristiyanlar, iki önemli kola ayrilirlar. Ortodokslar, Ermeniler, Rumlar ve Bulgarlardir. En ayricalikli konumda olanlar Rumlardir. Özellikle kiyilarda yasayan, denizcilik, ticaret ve el sanatlariyla ugrasirlar. Ermeniler ise, ticaretle ve el sanatlariyla ugrasan topluluklardir. Katolikler, Merkeze Bagli Eyaletlerde sayilari çok azdir. Tarim, ticaret ve el sanatlariyla ugrasirlardi.
YORUM
Osmanli Devleti’nin toplumsal yapisi da cemaat örgütlenmesi olup her topluluk dinsel inanisinin geregi, en yüksek din adaminin çevresinde örgütlenilmis, evlenme, bosanma, miras vb. konularda sorunlar bu kisilerce, kendi inanç ve geleneklerince çözümleniyordu.
EGITIM VE ÖGRETIM
Osmanlilarda temel egitim kurumlari Medreselerdi. Sünni Islam ögretisini gelistirmek ve yay-ginlastirmak amaciyla kurulan bu okullarin ilki Orhan Bey tarafindan 1331 yilinda Iznik’te kurul-du. Buralarda Islami derslerin yani sira, matematik, tip, astronomi, tarih, cografya, felsefe ögreti-lirdi. Bu okuldan icazet alanlar ilmiye sinifina katilirlar, doktor, mühendis, kadi, imam ve müder-ris gibi mesleklere girerlerdi. Fatih’in kurdugu Sahn-i seman ve Kanuni’nin kurdugu Süleymaniye medreseleri çok önemlidir. Devletin ikinci ögretim kurumu ise, II. Mehmet tarafin-dan sarayda kurulan ve devsirmelerin egitildigi Enderun okuludur. Buradan mezun olanlar, sa-rayda ya da tasrada en üst düzeyde yönetim kadrolarinda ve komutanliklarda görev alirlardi. Özellikle Anadolu’da Müslüman halin ögretim kurumlari ise, tekkeler ve zaviyelerdi.
DIL VE EDEBIYAT
Osmanlilarda bu alanda bir kültür ikiligi yasanmistir. Bir yanda özellikle yöneticilerin ( sarayda ) kullandigi Osmanlica ( Türkçe, Farsça ve Arapça karisimi yapay bir dil ) ile buna bagli olarak olusturulan Divan Kültürü, Bu alanda yetisenlerin en ünlüleri; Baki, Fuzuli, Lami, Hayali, Nevi, Ruhi, Nedim ....dir. Öte yanda özellikle reayanin kullandigi Türkçe ile buna bagli olarak olusan Türk Halk Kültürü, bu alanda yetisenlerin en ünlüleri; Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Köroglu, Dadaloglu, Karacaoglan, Kaygusuz Abdal... dir.
MIMARI
Osmanli mimarisi özellikle Istanbul’un alinmasindan sonra hizla gelismistir. Devletin en ünlü mimari Mimar Koca Sinan’dir. Çiraklik, kalfalik ve ustalik asamalarinda yaptigi Sehzade, Süleymaniye ve Selimiye camileriyle gerek estetik ve gerekse teknik açidan Bizans mimarisini asmistir. Klasik dönemde, ülkenin her yani kervansaraylarla, camilerle, imaret ve asevleriyle, hanlar, hamamlar, sifahaneler ve su kemerleriyle dolmustur. Islam inanisinin resim ve heykel yapmayi yasaklamasi nedeniyle çinicilik, oymacilik, kakmacilik, hattatlik ve minyatür sanatlarin-da önemli gelismeler saglanmistir.
EKONOMIK YAPI
Osmanli Devleti’nde ekonomi tarima, ticarete, elsanatlarina askeri gelirlere ve hayvanciliga dayanirdi. Tarim devlet tarafindan desteklenmekte sulama kanallari ve bentlerle üretim artiril-maya çalisilmaktaydi. Tarimsal üretimin sürekliligini saglamak amaciyla miri topragini isleme-yenden Çift Bozan Vergisi alinmakta, üç yil topragini islemeyenin dirligi elinden alinmaktaydi.<br>
Osmanli topraklari ticaret yollari üzerinde bulunuyordu. Ancak, Cografya kesiflerinden sonra ticaret yollari degisince, Osmanli ticareti de durgunlasti. Kapitülasyonlarla canlandirilmaya çali-silan ticaret Sanayi Devrimi’nden sonra, Dogu Akdeniz’in önem kazanmasiyla yeniden canlandi. Kervan ticaretini canlandirmak için de yollar, köprüler, kervansaraylar, derbent karakollari ve hanlar yapildi. Kentlerde her ticaret esyasi için bedesten çarsilari kuruldu. Elsanatlarnin üretimi için gereksinme duyulan hammaddeler disaridan ve içeriden karsilanirken, esnaf ve zanaatkar-larin olusturdugu Lonca örgütleri kentlerdeki üretim ve ticareti düzenlemekteydi. Dokumacilik, dericilik, demircilik, bakircilik, kuyumculuk en gelismis sanat kollariydi.
Hayvancilik için Türkmen asiretlerine verilen yurtluk topraklarda çok sayida büyük bas ve küçük bas hayvan otlatilmakta, bunlarin ürünleri islenerek degerlendirilmekteydi.
Bunlarin yani sira tersanelerde, baruthanelerde ve saraçhanelerde üretim yapilmaktaydi.
VERGI SISTEMI
Osmanli Devleti’nde reayadan alinan vergi ikiye ayrilirdi.
1. Ser’i Vergi: Islam hukukuna göre toplanan vergidir. Bunlarin en önemlileri; Ösür, Agnam, Zekât, Ispenç, Haraç ve Cizyedir.<br>
2. Örfi Vergi: Ekonomik ve toplumsal gereksinmeler sonucu toplanan vergilerdir. En önemlile-ri; Yem hakki, Avariz, Peskes, Darbent, Resm-i çift ve Baçtir